Yazmanın büyük lüks olduğu günler...
Şimdi ise bitik bir dönemin son günleri olduğunu umut ederek, birazda kasarak yeniden ekran başındayım.
(Kalemsizim yıllardır,sikik teknoloji yüzünden ...)
Çok şey değişti, değişiyor...
ve değişecek belki de.
Artık yazdıklarımın çoğunun çocuğuma kalacağını düşünüyorum.
Belki ona bir şeyler bırakırım düşüncesi zaman geçtikce ağır basıyor.
Yaş 34 bitti galiba, 35 den gün alıyorum artık.
O hoşlanmadığım şiirin günündeyim.
Yaş 35
Yolun yarısı !
Hangi yol, Neyin yarısı?
Neyse...
16 Aralıkta anam,babam ve karımla büyüdüğüm evdeydim,
Bizimkiler bana pasta almışlar ve sevindim de,
Öyle ki pasta alacak, çay içecek paramızın olmadığı bir dönemden geçiyoruz.
Sebebi açık; Yatırım yaptık, milyarlarca borca girdik ve işi tamamen kurmuş olduk.
Bu dönemde çok konuştuğumu düşünüyorum
Çok insana içimi ve durumumu açtığımı düşünüyorum.
Belki yanlıştı, belki gereksizdi belki de önemsizdi bilemiyorum.
...evet ailemle evimde, pastamı kestim, yedim, çayımızı içtik ve ben 35 yaşındayım.
Başka ne olabilir ki? :) hiç... böylesi iyiydi. Zaten hiçbir zaman beklentim olmadı doğumgünlerimden.
Ha bu arada Aşkım bana Halley aldı :) üstüne kocaman mum koymuş ve getirmiş :))
Ağladım ve sevindim! Yalnız değilim karım var ! :)
Seni Seviyorum Ajimo :)
Aralıkta acenta resmen kuruldu ve taşınma kararı aldık.
Denetlemeden çıktıktan 2 gün sonra taşınma kararını Tursab'a iletip, acenta açılışını dondurduk.
Setur ve Bkm ile iş görüşmesi yaptım, Bkm onayladı ve rezil oldum. Gözüm Setur'da.
Ofisten ayrılıyorum. Dışarda olacağım artık yakın zamanda...
Evi de Ocak ayında taşıyacağız. Hayırlısı.
Yine bir Aralık ayı.. ve yine köklü değişiklikler!
Bu Aralık kısmetinden, değişiminden, yıllardır bir şey anlamadım!
Doğdum, Evlendim, İş Kurdum hepsi Aralık.
Öleceğim belki de bir Aralık...
02:02 / 25 Aralık 2012